İçeriğe geç

Kattal ne demek Osmanlıca ?

Kattal Ne Demek Osmanlıca? Bir Kelimenin Kalplerdeki Yankısı

Bazen bir kelimeyle başlar her şey. Bir sohbetin ortasında, bir kitabın kenarında ya da eski bir mektubun sararmış satırlarında karşımıza çıkar. Bugün sana, bir kelimenin kalbime nasıl dokunduğunu anlatmak istiyorum: Kattal. Osmanlıca bir kelime, ama içinde bugünün insanına dair çok derin bir hikâye saklı…

Kattal: Kelimenin Gölgesinde Gizlenen Anlam

Kattal, Osmanlıca’da genellikle “ara bulucu, uzlaştırıcı, elçi” anlamına gelir. İki taraf arasında sözü taşır, iletişimi sağlar, çözümün kapısını aralar. Ama bu kelimenin sadece bir “meslek” ya da “görev” olmadığını, bir ruhun hali olduğunu anlatan bir hikâyem var.

Bu hikâye, farklı dünyalarda yetişmiş ama aynı kelimenin anlamında buluşan iki insanın hikâyesi…

Bir Adam: Akif’in Stratejik Sessizliği

Akif, taş bir sokakta, eski bir konakta büyümüştü. Hayat ona, duygularını değil aklını dinlemeyi öğretmişti. Eski belgelerde kelimeler arar, satır aralarındaki anlamları çözerdi. Onun için her şey bir denklem gibiydi; duygular bile.

Bir gün, kadim bir Osmanlı defterinde bu kelimeye rastladı: Kattal. Yanına not düştü: “Arabulucu. Çözücü. İnsanlar arasında köprü kuran.”

O gece defterin başında düşündü.

“Ben de kattal mıyım?” diye sordu kendine.

Kırılan kalpleri onarmaya çalışmıştı, yanlış anlaşılmaları düzeltmişti. Ama bazen, kendi duygularının arasına köprü kurmayı başaramamıştı.

Akif’in kemâli, stratejisinde gizliydi; ama yalnızlığı da tam orada büyüyordu.

Bir Kadın: Elif’in Empatik Kalbi

Elif ise bambaşka bir yerdeydi. Bir psikolog olarak insan hikâyeleri dinler, her gözyaşının içinde bir anlam arardı. Bir gün danışanlarından biri, tartışma sırasında “Bana bir kattal lazım!” demişti.

Elif gülümsedi, ama gece o kelimenin peşine düştü. Eski sözlükleri karıştırdı. Kattal: barıştırıcı.

“Demek ki asırlardır aynı dert var,” diye düşündü. “İnsan insanla anlaşamıyor.”

Elif, ertesi gün Akif’in yazısını okudu bir blog sitesinde. “Kattal olmak, kelimeler arasında köprü kurmaktır.”

Satırları sanki kendine yazılmış gibiydi. Yorum bıraktı: “Bazı köprüler kalpten geçer, kelimelerden değil.”

Köprüde Buluşmak: Kattallığın Kalbinde

Bir hafta sonra Akif, Elif’e cevap yazdı.

“Bazen stratejiyle duygular birleşirse, gerçek uzlaşma o zaman olur.”

İşte o andan itibaren iki dünya birbirine dokundu. Akif’in analitik zekâsı, Elif’in sezgisel yumuşaklığıyla buluştu. Birlikte yazılar yazmaya başladılar.

Her yazı, bir barışın hikâyesiydi; insanlar arasındaki görünmez duvarların yıkılışının sembolüydü.

Belki de modern zamanın kattalları, kalem tutan eller, empati kuran yüreklerdi.

Bugün Kattal Olmak Ne Demek?

Bugün “kattal” demek, birinin duygusuna köprü olmak demek.

Bir dostu anlamaya çalışmak, bir tartışmada taraf değil, denge olmak demek.

Akif ve Elif’in hikâyesinde kattallık, erkek aklının çözümcül yanıyla kadın kalbinin duygusal sezgisinin birleşimiydi.

Dijital çağın ortasında, kelimeler artık hızlıca kaybolsa da, bazıları hâlâ ruhumuzda yankılanıyor.

Kattal gibi…

Bir tarafın değil, bütünün sesi olmayı hatırlatan bir kelime.

Sen Kattal Olabilir misin?

Belki de bu yazıyı okurken, sen de birine kırgınsın. Belki suskun kaldığın bir anlaşmazlık var.

O halde bir düşün: “Kattal” olmayı hiç denedin mi?

Birine yaklaşmak, anlamak, affetmek…

Belki kelimenin asırlık anlamı, senin bugünkü cesaretinde saklıdır.

Kattal, sadece Osmanlıca bir kelime değil.

İnsanlığın asırlardır aradığı şeyin adı: Birbirini anlamak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money